Genç Misafirimiz Bölüm 4

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Babes

Akşam başbaşa kaldığımızda Selim’in söylediği gibi döllenmiş kilotu Dilek’e giydirmeyi denemek bile istemedim. Yaptıklarıma ve aldığım zevke rağmen karımı kıskanıyordum. Bunda kendi katkım olmasına karşın ikisine de kızgınlığım vardı. Zaten benim olmadığını hemen anlardı. Benim o kadar dölüm gelmiyordu.

Ertesi gün Dilek işe gitmiş ben daha yataktan kalmamıştım. Yatak odası kapısının açıldığını duydum. Şortuyla Selim içeriye girdi. “Ağbi sabahları çok azgın oluyorum. Beni yine boşaltsana” dedi. Bu çocuğa hayır demenin zamanı gelmişti. Çekmeceden bir kilot alıp yanıma geldi. Erkekliği şortunun içinde kalkıktı. Ayakta durup şortunu indirdi. Canavar yine ortaya çıkmıştı. Deliği bir göz gibi bana bakıyordu. O kadar yakınımdaydı ki erkeklik kokusunu duyuyordum. Elime karimin kilotunu tutuşturup

-Hadi ağbi başla, dedi. Hayatı boyunca her istediğini elde etmiş elvankent escort bir zengin çocuğunun güveniyle. Hayır diyemedim.

Yine gıdıklayıcı hareketlerle üstünde ankara bayan escort gezdirmeye başladım kilotu. Bir seremoni gibi yapıyordum. Bir elimle kavrayıverdim onu yine. Kilotlu elimle de taşaklarını avucladım. Bir yandan onları okşarken, yarağını sıvazlamaya başladım. Şlap diye tükürüğünü akıttı yarağının üstüne. Başımı kaldırıp baktım “Sıvazla ağbi. Sıvazla “ dedi. Dediğini yaptım. İleri geri sıvazlarken hafif hafif de kıvırıyordum diğer yönde. “Dilek ablamın amını anlatsana bana. Şekli Nasıl? Traşlı mı?”

-Dudaklı, dedim. Dar… Tahrik oldukça çok güzel şişiyor kızarıyor. Çok güzel… Tamamiyle tıraşlı… Hiç kıl yok. Kaymak gibi.

-Oh Ağbi delirteceksin beni.

Ben de azıyordum yine.
-Tam senin yarağına layık Selim. eryaman escort Sımsıkı sarar senin bu canavar yarağını. Sonuna kadar sok. Gir içine taşaklarına kadar sok.

Çok zevk aldığı inlemelerinden belliydi. Elimde gittikçe daha sertleşti. Bir kaç dakika sonra fışkırmaya başladı. Yüzüme doğru geliyordu. Başımı Refleksle çektim. Yastığın üstünde birikmeye başladı dölleri. Yine çok çok geldi. “Ohhhhh!” diye soludu. Eğilip şortunu giydi. “Çok iyiydin ağbi. Ablamı sikmiş gibi hissettim valla.” dedi. Arkasını dönüp çıktı gitti. Ellerim ve yastık döl içinde kala kaldım orada. İçimden piç kurusuna küfürler edip kalktım. Ellerimi yıkadım. Yastığı değiştirdim. Hiç bir şey olmamış gibi bir kahve yapıp çalışma masama gittim. Günün işlerine başladım. Telefonlar, e-mailler, hesaplar. Kafamı biraz olsun Başka tarafa çekti.

Öğleden sonra Sibel geldi. Garip bir durumdu. Kızın onları dikizlediğimi bilmesinden çok utandım. O da bana Tarık ağbi derdi. Çok rahattı. “Tarık ağbi bizi seyredecek mi?” diye sordu Selim’e. “ Sen nasıl istersen” dedi Selim. “Heyecanlı olur. Seyretsin. Ama ellemece yok tamam mı Tarık ağbi?” Gülümsedi. Arkadaşımın kızı bana neler diyordu. “Tamam Sibel“ dedim utancımı gülümsemeyle gizleyerek .

Bir birlerine sarılıp arkaya doğru yürüdüler. Ben de onları takip ettim. Bana “sen Koltuğa otur ağbi“ deyip yiyişmeye başladılar. Ayakta soydular bir birlerini. Sibel’in çıplak vücuduna ağzımın suları akarak bakıyordum. Onu elleyip okşamayı o kadar çok isterdim ki. Selim’in güçlü elleri onun sırtını okşayıp, pürüzsüz kalçalarını mıncıklarken içim geçiyordu. Sibel’in minik dolgun dudaklarını ne güzel emiyordu. Ne şanslıydı piç kurusu. Uzun uzun ayakta seviştiler. Ardından Selim onu kanepeye uzattı. Bacaklarının arasına başını sokup amını emip yalamaya başladı. Sibel defalarca “Selimmmmmm! Seliiiiiiiiiiiiiiiim!” diye haykırarak geldi gözlerimin önünde. Hep gelirken yüzü nasıl görünür diye merak ederdim. İste görmüştüm. Çok güzel ve çok masumdu yüzü.

Selim, o gelir gelmez yüzü koyun çevirdi Sibel’i. Sokacak mı acaba diye merak ederken, poposunun biraz altına oturup dizlerini iki yanına dayadı Sibel’in. Kalçasının arasına gibi tükürdü. Yarağını araya sokup iki yandan elleriyle içeriye doğru sıkıştırdı. Sandviç yapmıştı yarağını. Gidip gelmeye başladı. Yarağı büyük olduğu icin başı sık sık dışarda görünüyordu. Çok zevk aldığı belliydi bu taş gibi kalçaların arasına sürtmekten. 5-10 dakika sonra inleyip boşalmaya başladı. İlk fışkıran döller Sibel’in saçına geldi. Sonra sırtına. Sonra da beline. Sabah ben 31 çektirdiğimde görmemiş olsaydım normal gelebilirdi ama hala bu kadar döl fışkırtabilmesi bende başka bir kıskançlık yarattı. Ben de kendiminkini çıkartmış sessizce 31 çekiyordum. Bu manzara karşısında dayanamadım. Sesimi çıkartmadan avcuma boşaldım. Onlar sarmaş dolaş uzandılar bir süre. Sesimi çıkartmadan bekledim öylece rahatsız etmemek için onları. Bir daha ki seferi garantiye almak istiyordum.

Akşam Karım geldiğinde hiç bir şey olmamış gibi üçümüz yemek yedik . Sibel evine gitmişti. Yatakta Karim benimle yine Selim’i düşünerek sevişmek istedi ama kaldıracak halim yoktu. Ona giremedim, Sadece ağzımla getirdim. Günde ikinci defa “ Seliiiiim” diyerek boşalan bir kadını duymak garip geldi. Ertesi gün benim ofis günümdü erkenden çıktım. Evden çıkınca sanki eski normal hayatım hiç değişmemiş gibi hissettim. Ofisteki ben her zamanki bendim. Hafta sonu da sakin olaysız geçti.

Pazartesi sabahı dilek gider gitmez, daha ben yataktayken odanın kapısı yine açıldı. Gelen Selim’di. Uyuyup uyumadığıma bile bakmadan “Ağbi yine çok azgın kalktım” deyip çekmecede yeni bir kilot çıkardı. Bu defaki karımın pembe ipek kilotlarından biriydi. Yanıma gelip bana uzattı.

-Ağbi Senden başka bir şey isteyeceğim bugün. Bunu giyip yüzü koyun yatsana n’olur. Dilek ablayı hayal edip Sibel’e yaptığım gibi sürtünüp boşalmak istiyorum.

-Deli misin Selim. Hiç olur mu öyle şey?

-Ağbi çok azdım valla.

-Olmaz oğlum. Her şeyin bir sınırı var.

-Ağbi, ne güzel anlaşıyorduk yaaa. Bak dün ne güzel seyrettin. Hoşuna gitmedi mi? Şimdi kızın açısından yaşıyacaksın olayı. Bir dahaki sefere daha çok zevk alırsın seyrederken. Sibel’i yine seyretmen için ikna etmemi istersin değil mi?

Çocuk bunları söylerken bir yandan da şortumu indirmeye çalışıyordu. O kadar israrlıydıki karşı koyamadım. Şortumu ayaklarımdan çekip çıkartıverdi. Sonra aynı kararlılıkla karımın kilodunu tek tek ayaklarıma soktu. Direnmeme rağmen belime kadar çekmesi sadece birkaç saniye sürdü.

-Hadi ağbicim dön arkanı. Yüzüstü yat.

Bir yandan da beni tutup çevirmeye çalışıyordu. Karşı koymak çok zordu. Kendimi yüzükoyun yatarken buldum. Üstümde zorla giydirilmekten çarpık çurpuk duran kilotu düzelttim. Sanki ona güzel gözükmem gerekliymiş gibi.

-Ağbi ne güzel parlaksın sen yaaaa” dedi gülerek. Kılsız parlak bir vücudum vardı. Ama ilk defa birinden iltifat olarak duyuyordum bunu.

Kıpırdamadan öylece durdum. Hiçbir şey söylemiyordum. Selim de şortunu çıkartıp ayni Sibel’e yaptığı gibi üstüme çıktı. Kilotu biraz kenara çekti. Öteki eliyle bolca tükürük sıvaştırdı orama. O kocaman yarağını kalçalarımın arasına sıkıştırdı. Çok garip bir duyguydu bu. Ata biner gibi üstümdeydi. Yarağını i̇leri geri oynatmaya başladı. Hiç beklemediğim şekilde hoşuma gittiğini hissettim. Kalçalarımın içinin bu kadar hassas olacağını ummazdım. Hele deliğime sürtmesi bana utanç verici bir haz verdi. İçim ürperiyordu. Sikim uyanıyordu. Neyseki Selim göremezdi. Kulağıma Selim’in hayalindeki karıma söylediği sözler geliyordu.

-Oh Dilek abla! Dilek abla. Harika kalçaların var. Beni deli ediyorsun.

Kalçalarımı i̇ki yandan sıkıca kavramış kalın yarağını çok güzel kaydırıyordu arkamda. Yarağının bütün detaylarını hissediyordum. Gittikçe şişiriyor ve sertleşiyordu. Kalçalarımı sıkıştıran parmakları artık canımı yakıyordu. Soluması daha arttı. Gelecekti artık. Birazdan Sibel’e olduğu gibi benimde üstüme fışkırtmaya başladı ilk fışkıran döl enseme geldi. Bir yandan da karımı nasıl sikeceğini haykırıyordu.

-Oh! Ablam! Harikasın. Kalçalarına vura vura koyacağım sana!

Bittiğinde bütün sırtım sırılsıklam olmuştu. Yarağını geri çekerken, kalanlar da kalçalarımın arasını vıcık vıcık yaptı. “Ohhh” deyip kendini yatağın üstüne attı nefes nefese.

-Iyiydi ağbi ya. Kusura bakma üstünü başını rezil ettim ama emin ol deydi.

Hiç cevap vermedim. Çok fazla kalmadı yatakta. Kalkıp gitti. Ben bir süre öylece yattım. Nasıl temizleneceğimi düşünüp, Selim’in bana yaptıklarını düşünmemeye çalışıyordum. Ama aldığım zevkten de utanıyordum. Kalktım. Banyoya doğru yürüdüm. Her adımda kalçalarımın arasındaki kayganlı farkediyordum. Sırtımdan da aşağıya doğru süzülüyordu dölleri. Halıyı mahvetmek için dikkatle yürüyordum. Karımın döllenmiş kilotunu çıkartmadan duşun altına girdim. Kalçalarımın arasını temizlerken ellerime bulaşan Selim’in dölünü gayri ihtiyari dudaklarıma götürdüm. Biraz tereddüt ettikten sonra dilimin ucuyla tadına baktım. Acı geldi tadı. Ama yine de hepsini emmeden edemedim. Ağzımın içinde dolaştırdım. Yutup yutmamayı düşündüm. Karşı koyulamaz bir duygu geldi. Ve yuttum. Neler oluyor bana. Bundan sonra ne yapacaktım. Hiçbirini bilemiyorum. Bu Duygular içinde yıkanıp çıktım.

O gün kafam çok karışıktı. Kafamı işle dağıtmaya çalıştım. Neyseki yoğun bir gündü. Ne zamandan beri sonuçlanmasını beklediğimiz büyük bir işi bitirdik. Onun verdiği başarı duygusu kendimi toplamama yardım etti. Akşam Dilek’le de bir şampanya açarak kutladık.

Sabah karımın gitmesinden on dakika sonra Selim yine geldi.

-Hadi ağbi yine yapalım.

İçimden yapma, bu çocuğa biraz haddini bildir diye bir ses geldi ama tam tersine bu defa ben kendim soyunup Selim’in verdiği kilotu giydim. Kendi kendime yüzükoyun yattım. Selim yine üstüme çıkıp, karımı hayal edip kalçalarımın arasına boşaldı. İşini halledip giderken bana,

-Ağbi bundan sonra vakit kaybetmemize gerek yok. Dilek abla gidince sen hemen kilotlarından birini giyip yüzükoyun yat beni öyle bekle. Geldiğimde sanki gerçekten oymuş gibi olsun.

Piç kurusuna sinir oluyordum ama karşı koyamıyordum. Sessizce “Olur” dedim.

Öğleden sonra Sibel geldi. Selim beni çağırdı. Sabahtan azmıştım fena halde. Onlar sevişirlerken kendimden geçerek 31 çektim.

Sonra ki sabah, dediği gibi Karım gider gitmez kilotlarından birini giyip yüzükoyun yattım Selim’i beklemeye başladım. İçeri girer girmez gördüğü manzaradan hoşlandığını belli etti.

-Offf! Harika. Ağbi tam istediğim gibi işte.

Makyaj masasına gidip Dilek’in parfümlerinden birini aldı ve üstüme sıktı. Her zamanki gibi beni tükürükleyip kalçalarımın arasında gidip gelmeye başladı. Bu defa uzun süre yapmasına rağmen hala gelmiyordu. Ben de gittikçe daha çok tahrik oluyorum. Deliğimin ürperdiğini hissediyordum. Kalçalarımı ona doğru kaldırıp indirdiğimi farkettim. Selim çok azmıştı. Karımın amını sikeceğini haykırıyordu. Kalçalarımı sıkıştırmayı bırakıp tokatlamaya başladı. İki yanlı 4-5 tokattan sonra yarağını geri çekti. İleri kayması gelirken bir gecikme oldu. Şlap diye tükürdüğünü hissettim yarığımda. Ardından hissettiğim şey dayanılmaz bir acıydı. O koca yarağını daracık göt delğime sokuvermişti. Beynimde şimşekler çaktı. Kaçmaya çalıştım. Üstüme uzanıp beni kıskıvrak tuttu. İkinci darbede Yarağını tamamını soktu içime. acıdan kıvranıyordum.

-ÇIKART SELİM! ÇIKART! N’APIYORSUN. ÇOK ACIYOR. ÖLDÜRECEKMISIN BENİ? ÇOK ACIYORRRRRRR!

Bu defa o bir şey söylemiyordu. Kulağımın dibinde hayvan gibi sesler çıkartıp beni sikiyordu. Bir kaç dakika aldı içime boşalması. Acıya rağmen sikimin inmediğini hatta daha sertleştiği farkettim. Üstüme yığıldı.

Birazdan yana atti kendini. Bir süre hiç konuşmadık. Sessizliği ben bozdum. Bozuk bir sesle,

-Neden yaptın bunu, Selim?

-Çok azmıştım ağbi. Bi delik lazımdı. Sırf sürterek yapmaya dayanamıyor artık. Sibel’e de yazıkti bunu yapmak. Aslında isteyerek yapmadım. Ama o kadar azdim ki. Orada bir delik varken girmemek aptallık gibi geldi.

-Selim çok acıdı. Hala acıyor. Onun ötesinde bana ne yaptığının farkındamısın.

Gülmeye başladı.

-Haklısın ağbi ya. Götünü siktim senin.

Çok bozulmuştum.

-Selim gülünecek bir şey olduğunu sanmıyorum ben.

-Haklısın ağbi ama bi de benim açımdan bak. “Tarik ağbimin” götünü siktim. Çocukken beni azarlar, itip kakardınız yaramazlık yaptığımda. Şimdi şu haline bak. Barsaklarında dölüm, sikilmiş halde yanimda yatıyorsun.

Kızgınlığımdan ne yapacagımı bilemiyordum. Ağzımı açsam ağlayacak gibi hissediyordum. Yine de ona bir ders verici ağır bir şey söyleyecektim.

-Bak Selim…

Diye tam ağzımı açmıştım ki o kadar pompalanmaktan içimde biriken hava osuruk sesiyle çıktı. Bunun üstüne Selim’e haddini bildirecek ne söyleyebilirdim ki. Daha fazla Gülmeye başladı.

-Ağbi iyi pompalamışım seni ha!

Kıçıma bi şaplak attı. reflexle kendimi sıkınca bir osuruk sesi daha çıktı. Bu defaki daha azdı. Gülerek,

-Iyiydin Ağbi. Ne yalan söyliyeyim. Tekrar sikmek için can atıyorum seni.

-Hadi git artık Selim. Çık git. Yaptın yapacağını.

-Tamam Ağbicim. Yarin sabah ayni şekilde bekle beni. Tamam mı?

-Siktir git Selim. Diyebildim sinirden titreyen sesimle. Odadan çıkarken hala gülüyordu.

O gün iş yapacak durumda değildim. Çıktım sokaklarda boş boş dolaştım. Ne yapacağımı bilmiyordum. Bu kararsızlık sabah uyanıncaya kadar sürdü. Büyülenmiş gibi kalktım. Karımın bir kilotunu seçip giydim. Karımın parfümünü sıktım üstüme. Yüzükoyun yatıp Selim’i beklemeye başladım. Sanki başka türlü davranamayacağımdan yüzde yüz eminmiş gibi geldi. Beni o şekilde sikti ve gitti. Hiç konuşmadık.

Ondan sonraki günlerde de bu bir rutin oldu. Onun sabah azgınlığının çaresiydim. Bazı öğleden sonraları Sibel gelince de beni çağırıyordu.

Salı akşamı, evde ertesi gün ofise gideceğimi Selim’in de duyacağı şekilde söz konusu ettim ki hatırlasın gelmesin diye.

Perşembe sabahı uyanıp heyecanla kilotu giydim yine parfüm sürünüp yüzükoyun yattım. 15 dakika geçmiş Selim gelmemişti. 20 dakika. 30 dakika. Hala yok. Ben öyle yüzükoyun onu bekliyorum piç kurusu gelsin de beni sikip rahatlasın diye. 45 dakika sonra hayal kırıklığı içinde gelmeyeceğini anladım. Açıkcası Selim’e vermeye çok alışmıştım. Beni istemesi, sikmesi bağımlılık yapmıştı. Üstüme bir şey giyip onun bölümüne doğru yürüdüm. Kapısı kilitliydi. İyice bozuk bir halde döndüm.

Devamı var.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Bir yanıt yazın