ALİ DAYIM

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Babes

ALİ DAYIM
Bazı günler emvac-ül bahir iskeleye vurur çıkan hoş sadalar bana aguş-ı maderimde guşettiğim ninniler gibi gelirdi. Bahsolacağım hadiseler vukuu bulduğunda onüçüncü yaşımı yeni doldurmuştum. Her yaşıtım oğlan gibi çiftliğimizin etrafındaki feraceli, çarşaflı kadınlara başka bir gözle bakmaya başlamıştım. Bazan köşkümüzün arka tarafındaki korulukta redingotlu erkeklerin yanlarında yaşlı dadıları ve rengarenk şemsiyeleriyle dolaşmaya çıkmış genç kızları bir punduna getirme çabalarını hatta şansım yaver giderse korunun içlerinde bir yolunu bulup baş başa kalmış çiftleri görünce gizlice seyrederdim.

İşte 1324 senesi Teşrin-i evvelin dokuzuncu günü maderimin biraderi yani Ali Dayım uzun bir süre sonra köşkümüze avdet etti. Dayımı hep o neş’e dolu, hınzır gülümsemesi ve benimle oynadığı oyunlarla hatırlarım. Ama pederim onun aylak ve derbeder halini, sürekli çalışmadan hovardalık peşinde koşmasını hiç tasvip etmediğinden gelişinden bir mühlet sonra mutlaka bir kavga patlak verir Ali dayım da hemen topuklardı.

Lafı uzatmayayım. Hasretle sarıldım dayıma. Yine neş’eli günler bizi bekliyordu. Uçurtma uçuracak, serçe avlayıp kayıkla denize açılıp balık tutacaktık. İki sene önce bana yüzmeyi de öğretmişti. “Yine balık tutup serçe avlayacak mıyız Ali Dayı?” dedim sabırsızca dayıma. Daha yeni kalıplanmış kırmızı fesinin altında müstehzi bir şekilde gülümsedi dayım “Yaparız tabii paşam” dedi. Modaya uygun giyimi ve ucu kıvrık pala bıyıklarıyla gözleri vel fecri okuyor bahçe kapısında gördüğü yeni hizmetçimiz Lebibe’ye çaktırmadan bir selam verip karşılığında ufak bir tebessüm almanın keyfiyle bana bakmadan saçlarımı okşuyordu. Dikkatinin Lebibe’de olduğunu fark edince ufak bir gülümseme belirdi bende de. Kaç zamandır istimnalarımda yan komşumuz ile beraber Lebibe bu orta boylu, feracesini çıkardığı zamanlarda gördüğüm kadarıyla koca göğüslü hizmetçimiz hep baş roldeydi.

Ali Dayım iki sene evvel de kaçtığında yan köşkte oturan Kasım Efendilerin kızı Hamiyet’in odasında basıldığı dedikoduları çıkmıştı. Kapalı kapılar ardında pederimle Kasım Efendi kavga kıyamet tartışmış en son Kasım Efendiler taşınınca olayın üstü kapatılmıştı. Sonradan öğrendik ki Hamiyet karnındaki aşk-ı memnunun semeresini Yalova’da halasının evinde iskat etmiş. Sonradan da kızı orta yaşlı fakir bir adamla evlendirmişler.

Pederim iki yılın sonunda unutmuştu dayıma olan öfkesini. Maderimin teskin edici konuşmaları, “Artık büyüdü bey, eskisi gibi haylazlık yapmaz merak buyurma sen. Hem iş bulup çalışmak istiyormuş” yollu lakırdıları da bu konuda çok faydalı olmuştu.

İlk bir kaç gün dayımla keyifli vakit geçiriyorduk. Yine bana uçurtma uçurma sözü verdiği bir öğle yemeğini müteakip dayım ortadan kayboldu. Sanki yer yarılmış dayım da gaybubat alemine karışmıştı. Evde bulamayınca köşkümüzün bahçesinde dolaşıp dayımı aramaya başladım. Uzaktan iki kişinin bostanın ortasındaki kulübeye girdiğini görünce ses çıkarmadan yaklaştım o tarafa doğru. Ağaçların arkasında dal ve yapraklarla müteşekkil kulübenin cıdar-i haricisinin münasip bir yerine sokuldum. Kulübenin muvafık bir deliğinden içerisini görebiliyor konuşmalarını duyabiliyordum. Tahmin ettiğim gibi dayım çoktan Lebibe’yle arasını yapmış, onu beraber kulübeye girmeye razı etmişti.

“Ali şimdi biri görecek” dedi Lebibe.

“ Kimse görmez yavrum. Burada bir sen varsın bir de ben” dedi Ali dayım. “Hem bak kalbim nasıl güpgüp atıyor senin yanında aşkından biçare otururken” deyip Lebibe’nin elini üstten üç düğmesi açık gömleğinden içeri kalbinin üstüne koydu. Lebibe Ali Dayımın kıllı göğsüne elleyince hafiften ürperdi. Dayım biliyordu bu işi. O da bir elini Lebibe’nin omzundan aşırtmış uzaktaki kolunu okşarken diğeriyle de yavaş yavaş bacaklarını okşuyordu.

“Bu yaptığımız çok yanlış. Hanımım görürse beni evden kovar” demeye çalışırken dayım Lebibe’nin o bal dudaklarının tadına bakmaya başlamıştı bile.

“Ben nar-ı ateşinle yanıyorum Lebibe. Kaçacağız buradan. Simirna’da Dağlı Hüseyin nam çok yakın bir arkadaşım var. Orada yine deniz kenarında küçük bir ev tutarız” diye Lebibe’nin gönlünü hoş eden tatlı hayaller anlatıyordu dayım. Ondokuz yirmi yaşında vardı Lebibe. Nasıl bu hikayelere kanıyordu anlamıyorum ama dayım da konuşurken bir yandan uzaktaki elini Lebibe’nin elbisesinin izin verdiği ölçüde içeri sokup memeleriyle oynamaya başlamıştı.

Lebibe’nin hoşuna gitmişti kaçacak olmak. “Bir elini dayımın bıyıklarına attı “ne güzel bıyıkların var” dedi gülerek. Dayım o an anladı Lebibe’nin yelkenleri suya indirdiğini ve boynunu öpmeye, bıyıklarını sürtmeye başladı. Lebibe gıdıklanıp kahkahalar atmaya başladı. Dayım da yere yatırdı Lebibe’yi. Artık bu delikten izleyemiyordum olanları. Hemen kulübenin öbür tarafına geçip pencereden izlemeye başladım. Dayım Lebibe’nin memelerini açmış, yalamaya başlamıştı. İlk kez bir kadının memelerini görüyordum. Benim aletim de şaha kalkmıştı. Yavaşça şalvarımın içine elimi sokup oynamaya başladım. Bir senedir istimna ediyordum, zekerimden döl gelmeye başlamıştı. Mahalleden arkadaşlar öğretmişti nasıl yapacağımı. Lebibe bir yandan Ali Dayımı engellemeye çalışır gibi yaparken diğer yandan da zevkten gözleri dönerek aldığı keyfi belli ediyordu.

Ali Dayım Lebibe’yi altına almış bir eliyle dar külot pantolonunun önünden zekerini çıkartırken öbür eliyle de Lebibe’nin elbisesinin eteklerini yukarı toplayıp altındaki pazen donunu sıyırıyordu. İlk kez görüyordum Ali dayımın zekerini de. Benimkinin iki katı kadar vardı nerEdeyse. Lebibe “Yapma Ali, bir duyan olursa rezil olurum” diyordu ama dayımın artık gözü kimseyi görmüyordu. “Zevcem olacaksın sen benim yavru kuşum, karı koca arasında ayıp olur mu?” diyordu.

Lebibe yine itiraz eder gibi yapıyorsa da direnci kırılmıştı. Dayım elini Lebibe’nin apış arasına atınca sinsi sinsi gülümsemeye başladı. “Burası sırılsıklam olmuş kız. Sen de kocanın zekerini yemeyi istiyorsun belli ki” deyince Lebibe utanıp elleriyle yüzünü kapattı. Dayım zekerini Lebibe’nin hafif kıllı amına dayamış ovuyordu, Lebibe’nin ve dayımın sıvıları karışmış dayımın zekerinin başı parlamaya başlamıştı.

Heyecan içinde ömrümde ilk kez gördüğüm bu sahneleri izliyordum. Arkadaki koruda gizlice izlediğim sahnelerde bile en fazla öpüşme ve elleşmeye denk gelirken bu sefer mahalledeki büyük abilerin Galata’daki umumhanelerde anlattıklarından bile daha güzel bir sevişme gözümün önünde vuku buluyordu.

Ali Dayım aletinin başını Lebibe’nin amına dayayıp “Hazır mısın yavrum?” dedi dudaklarında müstehzi bir gülümsemeyle. Lebibe biraz gergin, biraz istekli bir şekilde dudaklarını ısırıyordu. Ali Dayım önce başını sokunca gözleri büyüdü Lebibe’nin başını arkaya attı. Dayım ustalığını belli etmek istercesine biraz bekledi, Lebibe’nin biraz sakinleştiği bir anda köküne kadar soktu zekerini. Lebibe tam çığlık atarken dudaklarına yapıştı. Ali Dayımın kapattığı dudaklarının arasından hafif bir çığlık duyuldu sadece.

“Tamam yavrum, geçti. Artık kadınım oldun, hepsini aldın, aferim sana!” derken yavaş yavaş med cezir misali Lebibe’nin içinde hareket etmeye başladı. Lebibe’nin yüzündeki gerginlik azalmaya başlamış kendini sımsıkı dayıma yapıştırmıştı. Ali Dayım bir yandan Lebibe’nin göğüslerini yalıyor bir yandan da bacaklarını okşuyordu.

Dayım Lebibe’yi bil-ikna rızasıyla sikmeye mübaşeret eylemişti. Lebibe’yi altına almış o ejder misali demir kazıkla oyuyordu. Birazdan Lebibe’yi ters çevirdi ve üstüne aldı. Lebibe’nin kabak gibi götü karşımdaydı. Olayın heyecanıyla dikkati elden bırakmış kafamı çok yukarı kaldırmış olmalıyım ki Ali Dayımla göz göze geldik. Alttan alta Lebibe’yi kazıklarken az önceki gülümseyişiyle göz kırptı bana. Önce eğilip kaçmayı düşündüm ama dayım çok da rahatsız olmamış gibiydi. Hem Lebibe’nin inlemeleri beni de çok tahrik ediyordu. Kafamı kaldırıp yeniden onları izlemeye ve bir yandan da zekerimle oynamaya başladım. Lebibe yine inzal alametleri göstermeye başlamıştı. Boşalması yakındı belli ki, gözleri süzülmüş, alnı terlemiş, dayıma sıkı sıkı yapışmıştı.

Dayım alttan daha sert vurmaya başladı Lebibe’ye. Lebibe’nin inlemeleri çığlığa dönerken dayımın üstüne kapaklandı ve yüzünü Ali Dayımın boynuna yapıştırdı. Ali Dayım iki eliyle Lebibe’nin kalçalarını sıkıyor hızlı hızlı sokuyordu Lebibe’ye. Lebibe sarsılmaya başladığında Ali Dayım da dibine kadar köklemeye başladı. Kendilerinden geçmişçesine boşalıyorlardı. Ben de dayanamayıp kulübeye doğru döllerimi fışkırtmaya başladım. Sessizce yere çömeldim. Kalbim hiç olmadığı kadar hızlı atıyordu. Kendime gelince donumu toparladım. Kafamı kaldırıp içeri bakınca dayımın Lebibe’yi kıllı sinesine çekip Lebibe’nin saçlarını okşadığını gördüm. Pantolonu dizlerinde zekeri yumuşamış, Lebibe de kendinden geçmiş memeleri dayımın göğsünde yatıyorlardı. Az önce bana bakıp gülümsemiş olsa da heran fikrini değiştirip bana sağlam bir dayak atma ihtimaline karşı sessizce uzaklaştım oradan. Artık hayatımın bambaşka bir evreye geçtiğini hissediyordum.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Bir yanıt yazın